31 Aralık 2011 Cumartesi

elveda 2011

2011'in son yazısı, vay be bu yıl da öyle böyle bitti. Yeni bir iş, yeni bir ev, yeni bir aşk üçlemesini gerçekleştiremesem de güzel bir yıldı hakkını yemeyeyim. Hep istediğim Turkcell'de işe başladım, karanlık zemin kattaki evimizden sonra 6.katta, havadar, güneş gören, balkonu olan, sitede, güvenlikli bir eve taşındık. İnşallah 2012 daha da güzel olacak, herşey tamamlanacak. Herkes için sevdikleriyle sağlıklı, mutlu ve huzurlu güzel bir yıl diliyorum. Keşkelerin olmadığı bir yıla...

25 Aralık 2011 Pazar

will you marry me?

küçük ayaklı kızlar

Bugün kutsal bilgi kaynağımızda dolaşırken rastgele konu başlığından 'küçük ayaklı kızlar' denk geldi. Küçük ayaklı kızlar hep daha çekici gelmiştir bana o yüzden bi okuyayım dedim yorumları. Neyse iyi hoş okurken Çin'de kızların küçük ayaklı olması için yapılan işkencelerle ilgili yazıları okuyunca nette araştırdım ve aşağıdaki gibi resimler buldum. Sabah sabah çok iyi geldi doğrusu. Bu nasıl bir zihniyettir anlamadım. Sağlık açısından zaten mahvetmişler kadını bir de estetik olucak diye yapılan şey daha itici yapmış bence. Allah akıl fikir versin diyorum.


17 Aralık 2011 Cumartesi

elleri ellerime

Sözleri kısacık ama dinledikten sonra etkisi uzun sürüyor. Gerçekten böyle sevebilmek ve hissetmek istiyorum.

seni gördüm göreli
şaşırdım, dolaşırım bir başıma
seni bildim bileli
kaçırdım şu aklı başımdan

elleri ellerime
gözleri gözlerime
saçları saçlarıma
karışan bir sen olsan


9 Aralık 2011 Cuma

Trois Couleurs

Uzun süredir film izleyememekten dert yanarken yönetmen Krzysztof Kieslowski'nin Trois Couleurs (Üç Renk) üçlemesini izledim, yorumları okudum ve blogumda paylaşayım istedim. Üçlemede Fransa bayrağının renklerini simgeleyen hürriyet(mavi), eşitlik(beyaz) ve kardeşlik(kırmızı) ilkeleri anlatılıyor. Yakın çekimler ve farklı kamera açıları ile size birşeyleri göstermesi yönetmenin ustalığını kanıtlar nitelikteydi. 3 filmde de adını veren renkler tüm ortamlarda kusursuz işlenmişti. Üçüne de kısaca bakacak olursak;

Mavi:
 Juliette Binoche, kocası ve çocuğunu bir kazada kaybediyor. Hastanede intihar girişimi sonrasında 'yapamadım, özür dilerim' derkenki hali ve yüz ifadesi beni en çok etkileyen sahnelerden biri oldu. İntihar etmeyi bile beceremiyorum, istemesemde hayata tutunmak zorundayım der gibiydi. Nitekim kendince yeni bir hayata da başladı. Geçmişinden kurtulmak için geride bıraktığı her şeyi sattı, kocasının bestelerinin çöp kamyonunda parçalanışını izledi, kızından geriye kalan şekeri şiddetle yedi. Fakat acılarından kurtulmasının tek yolu geçmişi ile bağlarını koparması değil, acısı ile yüzleşmesi gerektiğiydi. Filmin etkileyici sahnelerinden diğeri de duvar örülü yolda birden elini duvara sürterek yürümeye başlaması, acısını bu şekilde ifade ediyordu.

Beyaz:
 Eşitliği aslında filmin en başından eşitsizliklere yer vererek anlatıyor. Kahramanımız Karol, mahkemeye eşinin açtığı boşanma davasına giderken gökyüzündeki güvercinlere hayranlıkla bakıyordu, birden güvercinler Karol’un üzerine pisledi. Mahkemede lehçe tercüman kullanmak zorunda oluşu da baştan kaybedişine işaretti aslında. Hayran olduğu karısı Dominique o kadar soğumuş ki kalacak hiçbir yeri olmamasına rağmen kocasını kuaför salonundan bile kovdu, hatta kocasının gitmesi uğruna kuaför dükkanını ateşe verdi. Bu soğumanın altında yatan neden ise Karol’un iktidarsızlığı. İnsan en çok zararı sevdiklerine verir cümlesi bu filmde iyi anlatılıyor. Filmin başında bozulan eşitsizliği eşitlemek için yıllarca uğraşan Karol çok zengin ve çok güçlü bir kişi olup Dominique’den öç alır.

Kırmızı:
 Üçlemenin son filmi ve kardeşlik ayağı, ve sanırım en ilginci. Rastlantı teması işleniyor bu filmde, finalde üç film birleşiyor. Valentine'in sevgilisi ile olan iletişim kopukluğu ve güvensizliği film boyunca yapılan birçok telefon görüşmesinde gözünüze sokuluyor. Valentine ile komşularının telefonlarını dinleyen ama komşularına iyiliklerde bulunan ilginç bir emekli hakimin yaşadıkları üzerine kurulu senaryo. Emekli hakim ile de köpeğine çarptığı zaman tanışıyor. Kısaca şu söylenebilir, hiçbirşey tesadüfen olmaz.